Sunday, June 2, 2013

Hayat Devam Edemiyor...




2009 yılı seçimlerinden hemen önce İran'daydım..Sonrasında İran'ın Yeşil Devrimi sırasında, internet başında geçirdiğim uykusuz geceler benim sosyal medyanın gücünü gördüğüm bir ilkti..Özellikle İngilizce konuşan İranlı arkadaşlarım ve dostlarımdan haber alabildiğim tek kaynak facebook'tu.. İran hakkında yazdığım küçücük bir yazının bir kaç saat içinde dünyanın dört bir köşesinde dolaşması beni inanılmaz şaşırtmıştı..Ne yalan söylemeli bir gün gelip aynı şeyi kendi ülkemde yaşayabileceğim hiç aklıma gelmemişti...

Cuma gününden beri Sahildeki Ev'de ne kadar uğraşsak da hayat devam edemiyor..Çocukların mamalarını koymayı unutuyoruz, yemek saatlerini çoğunlukla peynir ekmek ve çayla geçiriyoruz, hatta biraz evvel fark ettim ki dünden beri dişlerimi bile fırçalamamışım... çünkü internetin başından ayrılamıyoruz..Sonra dün öğleden sonra 4-5 saat kadar internet kesildi, hissettiğimiz çaresizlik inanılmazdı..Hemen dibimiz Simi adası, böyle durumlar için acaba bir Yunan sim kartı alabilirmiyiz , alsak mı gibi Zihni Sinir projeleri geliştirmeye başladık..


Anladım ki sevgili blog komşularımda benim gibi...Hayatı güzelleştiren, keyfimizi artıran yazılara, fotoğraflara kimsenin hali yok...Umarım en kısa zamanda normal halimize döneriz...Ama bugün izninizle bir kazananlar kaybedenler post'u yapacağım..Özellikle kazananlara çok büyük bir özür borcum var...

KAZANANLAR
Bu kuşak işlerine pek aklım ermez ama 2010'lu yıllar gençliği  diyeyim, sizler benim kazananlarımsınız, kahramanlarımsınız.. 80'li yıllar gençliğinin bu apolitik siyaset bilimcisi sizi ayakta alkışlar...Yılllardır sizi tembellikle, hayalleri olmamakla, umursamazlıkla acımasızca eleştirdim durdum, meğer ne büyük yanılgıymış..Meğerse ne olursa olsun asla sokağa dökülmez, hakkını aramaz denilen Türk halkının içinde son dönemlerde bambaşka ve son derece duyarlı bir kuşak yetişmiş de hiç haberim yokmuş...Fazla korumacı anne babalar olarak eleştirdiğim arkadaşlarım, yani anne babalarınız meğerse ne güzel  işler çıkarmışlar ortaya..Yanılmanın mutluluğunu yaşatıyorsunuz şu an bana...Lütfen özürlerimi kabul edin.. 

KAYBEDENLER
Kaybedenler aslında çok... Olayları bu kadar büyümeden yatıştırabilecek, basiret sahibi olamayan kamu görevlileri ve oylarımızla seçilip gelen anlamsız bir inadın karanlığında takılıp kalan ve devlet adamı olamayan siyastçiler bir tarafa ama benim birincilik ödülüm bu konuda Türk basınına....Ülkenin en büyük şehrinin en büyük meydanlarından birinde kan gövdeyi götürürken, bu haberi yana yakıla yabancı basından izlettiniz ya bize.... Size satılmış diyorlardı, yandaş diyorlardı ama bu kadar olabileceğinize hiç inanmamıştım..Bu apolitik siyaset bilimciye,  şimdiye kadar sadece kitaplardan okuduğu totaliter rejimlerin en karanlık yüzlerinden birini gösterdiniz ya, helal olsun size...En büyük özgürlüklerimden birini, haber alma özgürlüğümü aldınız elimden...İyi ki sosyal medya arkadaşlarım ve onlarında arkadaşlarının arkadaşları var...


For my English speking friends: This post is not one of my regular ones where I am trying to share the little beauties and joys in my life.. Since the beginning of this weekend a large scale people's uprising going on in Turkey...A peaceful protest started in İstanbul to save a park from the demolition turned into a large scale riot against the ruling pro-İslamic party due to the ruthless atrocities of the police.. The amount of tear, pepper and the internationally forbidden orange gas they used on the public is unbelivable..The worst part is there is a huge censor on the press and the only information we are getting are from foreign press, and the social media channels.. Facebook and twitter is the major source of communication and they are turning it down from time to time..Its really scary to find out that while people are dying and tortured in the center of İstanbul all you can watch is food programs and documentaries in the 28 news channel of the country..I am not counting the many other TV channels which still continues as nothing happens.... For the photos taken by the protesters since the beginning pls check the link below..


14 comments:

  1. Evet hepimiz aynı durumdayız evde olanların da evinde travmatik bir durum oluştu. Artık bundan sonra hiç bir şey aynı olmayacak, dilerim bu yaşadıklarımız daha iyi şeylere gebedir ve yapılan direniş, meyvelerini demokrasi ve aydınlanma adına teker teker verir.

    ReplyDelete
  2. I have been following on the news, on facebook, on International news and through private e-mails what is happening in my dear patrida(home). Keep safe!I am forwarding all news anywhere I can!AriadnefromGreece!

    ReplyDelete
    Replies
    1. Thanks for your beautiful post about Turkey Ariadne..I wasnt aware that you were born in İstanbul :))

      Delete
  3. This is so awful and I am so sad for my Turkish friends. I am also in Datca at the moment but feel sage here. I really don't know what else to say but you are all in my thoughts.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Welcome back to Datça again Jane...Its true we are really so far away from the turmoil...

      Delete
  4. Evet canım Gezi de kanatlanan bir kelebeğin çırpınışları şuan tüm yurtta..Nefesimizi tutup haber bekliyoruz..Maalesef en yetkilinin ağzından çıkanlar hayra alamet değil......
    Hem umutluyum hem korkak.....

    ReplyDelete
  5. I am so sorry about this, it sounds so awful. It's in the news here, good the news are making it out of the borders in spite of censorship. Keeping you in my thoughts -- and my loved one too, he's working in Marmaris and Antalya. ((((Hugs))))

    ReplyDelete
  6. severek ve sessizce takip eden bir okuyucu olarak, apolitik siyaset bilimci bloggerın politize olmuş yazısını görünce ses vermek istedim.. ;)
    keşke verilmek istenen tepkiler meydanlarda hunharca değil de sandıklarda medenice verilse idi ve bu kötü manzaralar oluşmasaydı değil mi.. yoksa ben ve arkadaşlarım 98 yılında sırf başımın üzerinde tekstil ürünü bir parçanın olmasından dolayı her gün girdiğim fakültemin kapısından geri çevrildiğimizde verseymişiz bu tür tepkiyi durum çok daha vahim olurmuş bence.. provakatörler toplumun her kesiminde ve herzaman mevcut..
    ayrıca birşey farkettim..beykozda acarkent, acaristabul, beykoz konakları yapılırken katledilen ORMANlara gıkı çıkmayan insanlar o sitelerdeki evlerinden çıkıp gelmiyorlar mı eylemlere.. işte buna çok gülüyorum..ve geride bıraktıkları korkunç enkaz bana bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtiyor..
    neyse herkes için maalesef hayatın devam edemediği günler oldu ve oluyor..
    İstanbulda yaşayan bir egeliden selam ve sevgi ile.. :)




    ReplyDelete
    Replies
    1. İsmini bilmediğim için Sevgili Anonim diyeceğim, bu ülkede her kuşak kendi sorunları ile yaşadı, kendi mücadelesini verdi ve haklılar her zaman kazandı..Kısa bir yorum yazısından sizin hakkınızda bir takım şeyleri bilebilmem tabiki çok zor ama yazı kolaylığı açısından sizinde dahil olduğunuz 90'lı yılların muhafazakar gençliği diyeceğim, bence çok başarılı bir mücadele vererek bir kısım haklarını aldılar..Yöntemlerini asla ve asla onaylamasam da, bugün Kürtler'de bir takım haklarına kavuşuyorlar..Bu olanlarda özellikle 2010'lu yıllar gençliğini kendi haklarını arama yolları..Buradaki insanları istediğiniz gibi etiketlersiniz ya da etiketlemezsinin o her kesin kendi bakış açısı..Olanlar doğrudur yanlıştır saatlerce tartışabiliriz, herkesin haklı olacağı noktalar mutlaka vardır ama benim bu nesil için insan olarak bir üzüntüm, sizin ve bizim nesillerin polis amcalarının bu çocukların karşısına bambaşka bir kimlikle ortaya çıkması..

      BU arada Orman yağmaları konusunda yerden göğe kadar haklısın, maalesef Türkiye'nin son 50 yıllık tarihindeki her hükümet kolay rant aracı olarak her zaman için Ormanları gördü..Bu dünde böyleydi, bugünde böyle ve maalesef yarında böyle olacak gözüküyor..Ben zamanında bir takım sivil toplum kuruluşları ile bu konuda mücadele etmeye çalıştım ama keşke çok daha büyük boyutta buna dur diyebilecek bir şey yapılsa..

      Neyse bu kadar gevezelikten sonra izninle birazda mazlum edebiyatı yapayım :)) Biz 80'li yıllar gençliği apolitiğiz ve bildiğin gibi bu ülkede apolitik kelimesi neredeyse en büyük küfürlerden biri..Herkes kendi gözlüğünden tanımlıyor apolitikliği..Benim gözlüğümden apolitiklikse her tür politik konuya, politik yaklaşıma önyargısız ve hatta şüphe ile yaklaşmak ama bu tabiki fikir beyan etmemek değil, sandığa gidip oy kullanmamak değil..Dolayısıyla benim açımdan bir takım gözlemler ve öz eleştiriler içeren ve son derece doğal olarak senin ya da başkalarının fikirlerini kapsamayabilecek küçücük yazımı politik diye nitelemen kalbimi kırdı :)) Ah keşke biraz politik olmayı bilebilseydim Sevgili Anonim :))
      Datça'dan, Ege'nin havasını güneşini çok özlediğine inandığım Egeli'ye bende selam ve sevgilerimi gönderiyorum..

      Delete
    2. Ah ne iyi geldi bilseniz bu selam.. :) Maalesef gerçek hayatta olduğu gibi sanal ortamda da insanlar hiç de medeni olamıyor bazen sevgili blogger.. İnsanları olduğu gibi, dünya görüşü ya da yaşam tarzı farklı olsa da dinleyebilmek ne zor meziyetmiş meğer.. :(
      Yazıydı politik bulduğum yanlış anlamayın yoksa siz değil.. Derde deva, gönle şifa yazılarınızı okuyup canım Egemden esintilerinizi içime çekmeye devam..
      Bu arada Tuğba'ydı adım..Blog sahibi değilim ama sabahın bir vakti dalgınlığıma gelmiş yazmamışım..
      Hoşça Kalınız..

      Delete
  7. Çocuklarımın biri okuduğu Eskişehir de, diğeri Ankara sokaklarındaydı. Bugüne kadar değil insana bir tek çiçeğe, böceğe zarar vermişlikleri yoktur.
    Okul arkadaşları ile birlikte sadece haklarını kullandılar. En doğalını,
    Birey olma haklarını.
    Orada olmadan, katılımcıları görmeden ahkam kesenler. hala işi ağaca bağlayanlar yok mu....

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sevgili Tülin Hanım,yazımda da söylediğim gibi ben kendi açımdan çocuklarınızdan özür diliyorum, beni inanılmaz şaşırttılar..İş tabiki artık ağacı geçti, haklarını kullanıyorlar ve toplumun çok büyük bir kısmının sesi oldular . Demokrasilerde halkın kendini ifade etmesi sadece sandıkta olmaz. Ve belkide polisin inanılmaz güç kullanma çılgınlığı olmasa bu çocuklar tüm dünyaya örnek olabilecek demokratik bir gösteri yapabileceklerdi. Maalesef olmadı..Çocuklarınız eminim tüm bunlardan ruhen çok daha güçlenerek çıkacaklardır, ve inşallah fiziksel olarak hiç bir zarar görmeden en kısa zamanda yanınızda olurlar...

      Delete
    2. Teşekkür ederim. Blog karartmama kararınıza da içtenlikle katılıyorum.

      Delete